Mutlu veya mutsuz olabildiğim yer.
Güçlü veya güçsüz olduğum yer.
Ya param vardır ya da yoktur, benim için hayat bundan ibaret.
İnançlarım değişmeyen yegane kural.
Sürekli sabit olarak yaşadığım yer.
Hayat bana sevmeyi anlatıyor.
Değişmeyen tek gerçek Fenerbahçeli olmak.
Başarısız olmayı kendime yediremem. Kesinlikle başarılı olmalıyım vb…
Sahi Nedir Bu Hayat ?
İstiklal Caddesini bilmeyeniniz yoktur öyle değil mi ? Gelip geçen insanlar, yeteneklerini sergileyenler, tatlı şarkılar söyleyen insanlar… Her birinin yüzünde ayrı bir neşe, ayrı bir hüzün. Ama unutulmayan tek gerçek bugün yaşıyor olmaları. Zor veya kolay. Bir şekilde hayata tutunma peşinde her biri. Ceplerinde 5 lira ile mutlu olup, 500 lira ile mutsuz olan insanlar. Kısacası Maddi şartlar ne kadar iyi veya kötü olsun, mutlu olmanın bunlardan geçmediğini anlıyoruz sanki.
Hayat dediğimiz şey belki umut dolu bir, iki, üç adım atabilmek. Belki de deve kuşu misali, her zorluklara kendimizi kapatıp başımızı toprağın içine sokmak.
İnsan oğlunun yaratılışında bir bağlılık, bütünlük, aile olgusu mevcut. ” Bir gün başımı alıp gideceğim uzak diyarlara! ” diye haykırabilirsiniz. Lakin gittikten sonra geride bıraktıklarınız hep aklınızda olacak ve kafanızda geri dönme dürtüsü kasıp kavrulacak. Bir şekilde geri dönmek isteyeceksiniz. Aile kavramını bir hiyerarşi olarak düşünürsek, anne, baba, kardeş, teyze, hala ve dahası. Her biri bir değer aslında sizler için. Veya aşık olduğunuz bir kadın. Biri olmasa bir diğeri. Fakat sonuç olarak birilerine bağlıyız biz. Yoksa özgürlük denen bu şey tamamen yalanlardan mı ibaret? Ya da özgürlük sadece rahatça konuşup, fikirleri ortaya sunabilmek mi ? Bence özgürlük sevmekten geçiyor. ” Özgürce sevip, karşılık beklemeden paylaşabiliyorsam ben özgürüm. “
Para, iş, eğitim, kariyer planları. Her biri sevmeye engel olabilir bazen. Hatta ” Hayat yalnız sevginin olduğu yerde bulunur ” diye bir söz vardır. Hayatınızda sevmenize engel bir şeyler varsa eğer işte orada bir sıkıntı var.
Bir Ressamı düşünelim. Her şey onun hayalinde şekillenip tuvale dökülmekte. Aklındaki tüm güzellileri, birbirinden harika renk tonlamaları ile adeta bir canlılık havası ile bizlere sunmakta. Neden resimleri çok seviyoruz diye sordunuz mu hiç kendinize. Çünkü orada bir mutluluk, bir sevgi var. Sanatçının, tüm sıkıntılarından arınıp, aklındaki ( sevgiyi ) izliyoruz aslında.
Fotoğraflarda aynı şekilde. Herkes bir tebessüm ve mutluluk halinde. Siz hiç kavga eden birinin fotoğraf çektirdiğini gördünüz mü ? Ya da depresyona girmiş bir insanın o anı fotoğrafladığını? Demek ki hayatta bizi huzurlu kılan tek şey mutlu olabilmek, en azından bunun için çaba sarf etmek.
Tüm bunlardan anlıyoruz ki bir şeyleri sevmeden mutlu olamıyoruz hiçbir zaman. Tüm huzur, afiyet, mutluluk sadece ” SEVGİ ” olgusundan geliyor ve ortaya hayat denen bu kavram çıkıyor.
Son Cümle
Hayatı sevmeye bakın. Karşınıza çıkan tüm zorluklara inat, sıkıntılarla ve huzursuzluklarla savaşmaya çalışın. Ve en önemlisi sevgiyi yakaladığınız an , tekrar gitmemesi için elinizden gelen tüm çabayı sarf edin…