Bugünkü konumuz arkadaşlık.
Bu konuda en çarpıcı tespit 1876 ile 1940 yılları arasında yaşamış olan yazar Ethel Watts Mumford tarafından yapılmış;
“Akrabalarımız Tanrı’nın vergisidir, çok şükür ki arkadaşlarımızı biz seçeriz.” diyor.
Tabii bu konuya biraz dikkatli yaklaşmak gerekir. Çoğu kez insan yaşamının başından itibaren tüm yaşam sürecine bakıldığında çocukluk safhalarındaki arkadaşlıkların ömür boyunca sürmediğini görebiliriz.
Yani basit bir şekilde anlatmak istersek; zaman içerisinde çocukluk arkadaşlarının yerini okul arkadaşları, daha sonra iş arkadaşları ve en sonunda kafaları birbirine uygun olan keyif arkadaşları alıyor.
Şu anda eğer ki orta yaşlara gelmişseniz mevcut arkadaşlarınızın arasında çocukluk arkadaşlarınızın sayısının azaldığını görecek ve dediklerime hak vereceksiniz.
Zaman içerisinde oluşan bu durum hiç de şaşırtıcı değil çünkü insanların arkadaşlarından beklentileri zaman içerisinde farklılıklar gösteriyor.
Çocukluk çağında beklentiler tamamen sıcak ilişkilere dayalı ve çıkar üzerine kurulmamış oluyor, ancak zaman geçtikçe şartlar değişiyor.
Okul hayatı başladığında doğal olarak genel kültür ve eğitim seviyeleri arkadaşlıkta ön plana çıkıyor. Beklentiler de buna bağlı olarak şekil değiştiriyor.
Daha sonra iş hayatı geliyor. Burada işin içine para yani varlık, iş hayatındaki statü ve başarılar devreye giriyor.
Mark Twain’in harika bir tespiti ve sözü vardır.
“ Arkadaşlık kuvvetli bir bağdır. Paraya ihtiyaç olunca başvurulmazsa, ömür boyu sürer.”
Geriye dönüp hayatınıza baktığınızda bir çok arkadaşlığınızın kişilerin zaman içinde gelir ve statülerindeki değişiklikleri nedeni ile son bulduğunun farkına varırsınız.
Genellikle bu tip arkadaşlık ayrılıkları kavga ve itişme ile değil aranmamak ile gerçekleşir.
Burada Bob Marley’in harika bir sözü olan;
“ Yokluğunuzu hissetmeyeni, varlığınızla rahatsız etmeyin.” aklıma geliyor.
Bu şekilde biten arkadaşlık ilişkilerinizi şöyle bir düşünün…
Düşünürken terazinin bir kefesinde kendinize rastladınız değil mi?
Ya rahatsız etmeyen sizsinizdir ya da fark etmeyen.
Yalnız bu konuda bana inanın değerli okurlarım; hayatın herhangi bir evresinde bu durum rahatsız etmeyen tarafından değil fakat bir şekilde farketmeyen tarafından mutlaka hatırlanır.
Bu durumu Cenap Şahabettin harika bir sözle ifade etmiş;
“ Gariptir, yükü çeken manda ses çıkarmaz da kağnı inler. ”