Hayat tarih öncesi çağlarda mı zordu yoksa şimdi mi ?
Buna cevap vermek gerçekten çok zor.
Hayat nedir diye soranlara Lübnan asıllı ABD’li ressam, şair ve filozof olan Halil Cibran’ ın verdiği yanıtı pek beğenirim.
Halil Cibran yaşamı şöyle tarif eder;
” Hayat inanmak ve mücadele etmektir. “
Tarih öncesi ve ilkel çağlarda hayat denildiğinde herhalde önceliği barınmaya vermek gerekir.
İlkel çağlarda doğa, kötü bir mimardır. Doğa; dağları ve dağlardaki mağaraları yaparken buralarda insanın yaşayacağını önemsememiştir. Bu nedenle insanlar, kendilerine barınacak mağara ararlarken yaşamlarına her bakımdan uygun olanına pek sık rastlayamıyorlardı. Mağaraların bazılarının tabanı çok alçaktı, bazılarının ise duvarları çökmek üzereydi; ya da kapısı aşırı derecede dardı ve insanlar içeriye emekleye emekleye girmek zorundaydı. Mağrayı eve çevirip, içinde yaşanabilecek duruma getirmek için bütün topluluk kolları sıvar, mağaranın tavanı ile duvarlarını taş aletlerle kazır ve ağaç kazıklarla da düzeltirlerdi.
İnsanların birlikte yaşamı tam da bu sırada başladı.
Ateş ilk defa taş devrinde bulundu.
Fark edebileceğiniz gibi o zamana kadar insanlar yırtıcı hayvanlar ve doğa ile mücadele edebilmek için birlikte mücadele verdiler.
O zamanlarda mağaralarda bulunan çizimleri şöyle bir hatırlayın;
Fil, Mamut veya benzeri devasa iri hayvanlara karşı savaşan insan grupları…
Birlikte yaşadıkları çocuk ve kadınlara yemek götürebilmek için sadece ellerinde sopa veya mızrakla savaşan cıbıl kabile erkekleri…
İnsanlar yerleşik hayata ise ilk olarak cilalı taş devrinde geçtiler.
Cilalı taş devrinde insanlar hayvanları evcilleştirmeyi öğrendiler.
İlk defa balıkçılığa insanlar cilalı taş devrinde başladılar.
Her zaman söylenir;
Hayvanlara cani derler ama onlar sadece beslenme veya korunma içgüdüsü ile öldürürler.
Bir de günümüze bakın ve aynı soruyu tekrar kendinize bir sorun…
Hayat tarih öncesi çağlarda mı zordu şimdi mi ?
Günümüzde yaşananlara bakıyorum da benim cevabım kesinlikle ” Şimdi “.
Bu günkü dünyada hiç yaşayasım yok.
Ben baltamı, mızrağımı alıp çift boynuzlu gergedan ve mamut kovalamaya gidiyorum…
Diğerleri ne yapmak isterlerse yapsın.
Nasıl olsa günümüzde söylenenlere pek itibar etmiyorlar.
MÖ 460-370’lü yıllarda yaşamış ve “Sokrates öncesi doğa filozofları”ndan sayılan Demokritos’un harika bir tespitini aktarmak istiyorum.
“Ahmakları söz değil mutsuzluk adam eder.”
Sizlere kolay gelsin!